Haksız Rekabet
Haksız rekabete yönelik hükümlerin amacı; tüm katılanların menfaatine olan, dürüst ve bozulmamış rekabeti sağlamaktır. Rakipler arasındaki ya da tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar,hukuka aykırıdır. Örneğin; başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz bir şekilde yararlanmak, başkalarının iş ürünlerini ve ticari faaliyetlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek.
Ticaret Hukuku’na göre; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören kimse karşı tarafa dava açma hakkına sahiptir.Bir davanın ticari olması, davanın görüleceği mahkeme, davada uygulanacak ispat kuralları ve mahkemenin yargılama usulü bakımından mühimdir. Nitekim ticari dava türleri üçe ayrılmaktadır:
- Mutlak Ticari Davalar: Bunlar, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın görülen davalardır.Örneğin; ticaret sicili, cari hesap, acentalık. Bunun yanı sıra özel kanun hükümleri gereğince ticari sayılan davalar da mevcuttur. Örneğin; kooperatif davaları, borsa üyelerine verilen disiplin cezası davaları.
- Havale, Saklama Sözleşmesi ve Fikir Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticari İşletmeyi İlgilendiren Davalar:Havale, saklama ve fikir sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlıklar, en az bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi şartıyla ticari dava olarak kabul edilmektedir.
- Nispî Ticari Davalar: Buradaki en önemli nokta, davanın her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğması gerekliliğidir.Örneğin; Borçlar Kanunu’nda yer alan adi ortaklığın ortakları arasındaki davalar nispî ticari davalarının kapsamına girmektedir.